Hidroelektrik santrallar (HES) akan suyun gücünü elektriğe dönüştürürler. Akan su içindeki enerji miktarını suyun akış veya düşüş hızı tayin eder. Büyük bir nehirde akan su büyük miktarda enerji taşımaktadır. Ya da su çok yüksek bir noktadan düşürüldüğünde de yine yüksek miktarda enerji elde edilir. Her iki yolla da kanal yada borular içine alınan su, türbinlere doğru akar, elektrik üretimi için pervane gibi kolları olan türbinlerin dönmesini sağlar. Türbinler jeneratörlere bağlıdır ve mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürürler.
Hidroelektrik santrallar;
– Yenilenebilir kaynak olan sudan enerji elde etmeleri,
– Sera gazı emisyonu yaratmamaları,
– İnşaatın yerli imkanlarla yapılabilmesi,
– Teknik ömrünün uzun olması ve yakıt giderlerinin olmaması,
– İşletme bakım giderlerinin düşük olması,
– İstihdam imkanı yaratmaları,
– Kırsal kesimlerde ekonomik ve sosyal yapıyı canlandırmaları yönünden en önemli yenilenebilir enerji kaynağıdır.
Hidro Enerji Prensipleri
Hidroenerji, suyun belirli bir yükseklikten aşağı düşürülerek bu potansiyel enerjinin önce bir türbin vasıtası ile mekanik enerjiye dönüştürülmesine ve ardından mekanik enerjinin jeneratörler vasıtası ile elektrik enerjisine çevrilmesi esasına dayanır. Üretilen enerji miktarı iki değişkene doğrudan bağlıdır. Bunlardan ilki “düşü” olarak adlandırılan suyun katetttiği düşey mesafedir. İkincisi ise suyun akış miktarıdır. Genel olarak tercih edilen sistem yüksek düşü ile enerji üretilmesinin sağlanmasıdır.
Hidroelektrik Santrallerin Sınıflandırılması
Hidroelektrik santrallerini kurulu güçlerine göre 4 grupta sınıflandırabilmek mümkündür;
Büyük Ölçekli Hidroelektrik Santralleri
Bu sistemlerinin kurulu gücü 10 MW’ın üzerindedir. 10 MW güç, her biri 50W olan 200.000 ampulün enerjisine denktir. Örnek olarak bir konut için gereken elektriksel güç 5kW olarak kabul edilirse 2.000 evin gereksinim duyduğu elektrik ihtiyacı karşılanabilir. Bir evde ortalama 5 kişinin yaşadığı kabul edilirse, söz konusu güç 10.000 nüfuslu bir kasabanın elektrik ihtiyacını karşılayacaktır. Büyük ölçekli hidroelektrik santralleri kömür ve doğalgaza dayalı termik santraller gibi konvansiyonel güç santralleri sınıfında değerlendirilir. Üretilen elektrik enerjisi diğer santrallerden üretilen elektrik enerjisiyle birlikte ulusal enerji şebekesine verilebilmektedir.
Orta Ölçekli Hidroelektrik Santralleri
Bu santrallerinin gücü 1 MW – 10 MW arasındadır. Orta ölçekli santrallerden elde edilen enerji hem nakil hatları ile ulusal enerji şebekesine bağlanabilmekte hem de yerel olarak bir yerleşim bölgesinin veya büyük bir işletmenin enerji ihtiyacını karşılamak için kullanılabilmektedir. En düşük kapasite ile değerlendirildiğinde 1 MW’lık bir güç 1000nüfuslu 200 evin enerji ihtiyacını karşılayacaktır. Orta ölçekli santraller, ülkemizde yer alan hidroelektrik santrallerin çoğunluğunu oluşturmaktadır.
Küçük Ölçekli Hidroelektrik Santralleri
Bu santrallerinin güçleri 0,1MW ile 1MW arasındadır. Bu santrallerin ulusal enerji şebekesine katkıları düşüktür. Ağırlıklı olarak balık çiftlikleri ve benzer şekilde akarsu kenarlarındaki küçük yerleşim bölgelerinin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere kurulmaktadırlar. 0,1MW’lık bir güçle toplam 100 nüfuslu 20 evin enerji ihtiyacı karşılanabilmektedir.
Mikro Ölçekli Hidroelektrik Santralleri
Mikro ölçekli santraller küçük ölçekte (maksimum 0,1 MW ) olup ulusal enerji hattına elektrik enerjisi sağlamazlar. Bu santraller genellikle ana yerleşim bölgelerinden uzak, ulusal enerji şebekesinin ulaşmadığı bölgelerde kullanılmaktadır. Güçleri, ufak bir yerleşim biriminin, üretim tesisinin temel ihtiyaçlarını karşılayacak kapasitededir. Mikro ölçekli hidroelektrik sistemler, zorlu kış aylarında enerji nakil hatlarına gelen zararlardan etkilenmemesi, düşük debiye sahip akarsulardan faydalana bilinmesi ve dönem sonunda demonte edilebilmesi nedeniyle yalnızca yaz aylarında enerjiye ihtiyaç duyulan, merkezi sistem kurulumunun maliyetli ve zor olduğu yüksek yayla ve mezraların enerji ihtiyaçlarını karşılamak için oldukça uygundur.
Türbin ve jeneratörler
Hidro-enerji üretimi temel olarak iki makineye, türbin ve jeneratöre dayanır. Teknolojinin temel prensipleri son 50 yıldır çok değişmemiştir. En büyük gelişme verimlilik alanındadır. Baraj rezervuarlarında toplanan su ya da regülatör yapıları vasıtası ile yatağından çevrilen su iletim tüneli ve/veya kanalları ile santral sahasına getirilir. Burada su cebri boru adı verilen yüksek basınca dayanıklı çelik boruların içinden nehir yatağına yakın bir yerde bulunan türbine verilir. Türbinler faydalanılan düşü yüksekliğine göre 3 değişik tipe ayrılırlar.